15/10/2019
Terör unsurlarından kurtulan Tel Abyad’ da yaşayan ihtiyaç sahiplerine yönelik insani yardım faaliyetleri başladı. Yardım malzemeleriyle bölgeye ulaşan Türk Kızılay ekipleri ihtiyaç sahiplerine destek oluyor. Türk Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, “Bu sabah arkadaşlarımız bir konvoyla bir tır, iki kamyon ile Tel Abyad’ a girdi. Kızılay çalışanlarımız, o bölgelerde etkilenmiş olan insanlara ihtiyaç duydukları insani yardım ağırlıklı, gıda ve hijyen malzemelerini dağıtıyorlar.” dedi.
Fırat’ın doğusunun da terör unsurlarından temizlenmesi için Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yürütülen Barış Pınarı Harekâtı’na paralel olarak Suriye içindeki insani yardım operasyonu çalışmalarına başlayan Türk Kızılay’ın ilk durağı Tel Abyad oldu. Türk Kızılay ekiplerinin ihtiyaç sahiplerine destek olmak için çalıştığını dile getiren Genel Başkan Kınık, Türkiye’nin güvenli bölge sağlanması, terör örgütlerinin o bölgeden temizlenmesi ve bölgenin eski ev sahiplerine dönmesi amacıyla başlatmış olduğu Barış Pınarı Harekâtı çerçevesinde, Türk Kızılay olarak ellerinden geldiğince sivillerin korunması, insani yardımların kesintisiz olarak bölgeye ulaştırılması, orta ve uzun vadede güven artırıcı tedbirlerle barışın tesisi, gönüllü geri dönüşün teşvik edilmesi, bölgedeki hayatın normalleşmesi noktasında bir dizi plan gerçekleştirdiklerini söyledi.
“İnsanların acil insani ihtiyaçlarının karşılanması için çalışıyoruz”
Kınık, “Şu anda akut fazındayız. Acil dönemindeyiz. Bu acil döneminde, elimizden geldiği kadar etkilenmiş olan insanların acil insani ihtiyaçlarının karşılanması için çalışıyoruz. Bu sabah arkadaşlarımız bir konvoyla bir tır, iki kamyon ile Tel Abyad’a girdi. Kızılay çalışanlarımız, o bölgelerde etkilenmiş olan insanlara ihtiyaç duydukları insani yardım ağırlıklı, gıda ve hijyen malzemelerini dağıtıyorlar. 2011’den bu yana 12 kapıda sürdürdüğümüz sınır ötesi insani destek operasyonumuz, terör örgütlerinin bölgeyi işgalinden sonra 6’ya düşmüştü. Şimdi bu sayıya iki yeni kapı daha ilave ediliyor. Akçakale ve Ceylanpınar kapıları ile beraber, Suriye’nin içine yönelik yeni kapılar açılmış olacak. Bu süre içinde Kızılay bir taraftan sahadaki operasyonu yürütürken bir taraftan da insancıl diplomasi noktasında da daha önceden bölgede bulunan aktörlerin yürüttüğü faaliyetlerin sürekliliğinin sağlanması, BM, Kızılay ve Kızılhaç hareketi, sivil toplum kuruluşlarının o bölgedeki faaliyetlerinin kesintisiz sürdürülebilmesi, Türkiye içinden bu anlamda lojistiğin sağlanması noktasında da bir dizi faaliyet yürütüyor.” ifadesinde bulundu.
“Kızılay şubelerimiz seferber oldu”
Türk Kızılay’ın bölgede 2011 yılından beri çalıştığını, özellikle son iki barış operasyonu sonrasında devlet, TSK, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası kuruluşlar ile bir çalışma modeli oluşturduklarını anlatan Kınık, “Sağlık Bakanlığı ile eş güdüm halinde, onların yönettiği 6 hastane, 34 tıp merkezini çalıştırdık. 2300 Kızılay sağlık personeli bu hastanelerde, Maarif Vakfının 10 bin öğretmeni okullarda çalışıyor. Sadece gıda ve hijyen paketi dağıtımı değil, yaptığımız daha kalıcı kamu hizmetlerini ve kamu güvenliğini oluşturacak hizmetler. Bu kapasitemizi şimdi geri kalan 400 kilometrelik sınır hattında oluşturulacak güvenli bölge için de planladık Türkiye içinde Şanlıurfa merkez olmak üzere. Bütün Kızılay şubelerimiz seferber oldu. Gerek yardımların toplanması, depolanması gerekse sınır ötesine sevki noktasında Türkiye içindeki kapasitelerimizi oluşturduk.” diye konuştu.
“İlk etaptaki planımız yaklaşık 50 bin insana acil yardım”
Bundan sonraki süreçte, bu bölgeden sürgün edilmiş gerçek sahipleri olan Arapların, Türkmenlerin, Kürtlerin o bölgedeki kendi evlerine kavuşması, Türkiye’den ve Suriye içinden bölgeye geri dönüşleri ile ilgili desteklerinin olacağını dile getiren Kınık, şunları aktardı: “Sonrasında da Türkiye’den bu bölgede inşa edilecek olan yeni yerleşim yerlerine göç etmek isteyen Suriyeli misafirlerimizin dönüşlerine destek olacağız. Orada hayata tutunmaları için psikolojik destek ve finans kaynaklarının sağlanması gibi faaliyetlerimiz olacak. İlk etaptaki planımız yaklaşık 50 bin insana acil 3 aylık destek sağlayabilecek bir büyüklükte bir operasyondu, yaklaşık 40 milyon liralık bir bütçeyle yürütülen çalışma. İlerleyen süreçte dünyanın da taşın altına elini koyması gerektiğini düşünüyoruz ve çağrı yapıyoruz. Bölgeye giden insan sayısıyla orantılı olarak da kapasitemizi artıracağız.”
“Bu coğrafyanın bütünlüğünü parçalatmayacağız”
Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, söz konusu toprakların, bölgede yaşayan Suriyeli insanlara ait olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Bizim yapmamız gereken, 2011’den beri olduğu gibi bu insanların elinden tutmak, onurunu korumak, hayatını muhafaza etmek ve sorunlarını dünyaya anlatmak. Bu çerçevede biz insani aktör olarak, devletimiz devlet olarak, politikalarını insancıl perspektifte, insancıl diplomasi araçlarıyla yürütüyor. Arap dünyasının gerçekleri bildiğini düşünüyorum. Birtakım medya veya farklı politik kaynaklardan yapılan kötü ve kara propagandaya katılmadıklarını çünkü bu topraklara aşina olduğumuzu, bu toprakların bizi tanıdığını biliyoruz. Bugün Tel Abyad ‘a Hilal-i Ahmer’in bayrağıyla giren arkadaşlarımızın nasıl karşılandığını fotoğraflardan görerek o insanlar işgalci mi yoksa onların elinden tutmaya çalışan insanlar mı görebilirler. Bu topraklarda bizim herhangi bir gözümüz yok, işgal edilecek bir toprak değil, zaten kardeşler, bizim ailemiz içindeki insanlar. Dolayısıyla bu sınırlar çekilmiş olabilir ama biz akrabayız, birlikteyiz, buradaki kardeşliğimizin sürmesi için çalışıyoruz. Bazı örgütler aramıza duvarlar örerek, setler çekerek, barikatlar açarak, mayınlar döşeyerek bizi kopartmaya çalışıyor. Bu coğrafyanın bütünlüğünü parçalatmayacağız, bu coğrafyanın bütünlüğü, kardeşliğin bütünlüğü devam edecek.” dedi.